Pazartesi, Aralık 18, 2006

Fark edilen - 2

Kumaş desenini görür görmez çok şirin bulup da denediğim etek ceket takımın eteği üzerime tam mı oturdu, yoksa biraz dar mı geldi? Acaba giyildikçe, oturup kalktıkça kumaşı biraz gevşer mi? Peki ben, işte genellikle spor takımları tercih eden ben, hangi bir gün işe giderken bunu giyeceğim? Aynı mağazadan severek aldığım şu anda içine giremediğim başka sevimli bir etek ceket takımımı hatırlıyorum. Bir ikincisine dolabımda yer var mı? Sanmıyorum. Ne yapmalıyım? Ne yapmak istiyorum?

İşte o sırada, satın alma ve satın almaktan vazgeçme duyguları arasında, eteğin üzerimde duruşu gerçekten içime sinene dek, kabinde perdenin arkasında oturup bekleyebileceğimi farkettim. Öyle bir dengeydi ki bu ne eteği alıp gidebiliyor, ne de ardımda bırakabiliyordum. Bu şekilde devam edersem, kabinde günler geçirebileceğimi , aç kalmam ve onu bunu deneyip harcayacağım kaloriler sayesinde o etek üzerimde tam istediğim gibi durduğu zaman kararımı verip eteği satın alabileceğimi hesapladım.

Tezgahtar Kamile Hanım mağazada biriken kalabalıktan rahatsız olmamamı, içeride daha istediğim kadar kalabileceğimi söylüyor. Tuvaletin bu katta oluşundan ve personelin bana ihtiyaçlarımla ilgili kibar davranışından memnunum. Benimkiyle aynı etek ceket takımı üzerinde deneyenleri perde arasından gözetliyorum. Olmuyor. Yakışmıyor! Buradan çıkarken takımın üzerimde duruşunu görmelerini istiyorum. Bundan sonra hiçbiri kendisinden memnun olamayacak..